Mısır - Hitit Muharebeleri | Kadeş Savaşı (M.Ö. 1274)



Tarih: M.Ö. 1274 yılı

Bölge: Kadeş yakınındaki Orontes Nehri

 Kadeş Savaşı, Yeni Mısır Krallığı ve Hitit Krallığı arasında yapılan ve her ne kadar Mısırlıların “oley, biz kazandık” dese de, kazananın olmadığı bir savaştır. Dünya tarihinde o zamana dek toplanan en büyük iki ordu karşı karşıya gelmiş ve savaşın sonunda Mısırlılar, genişleme politikalarını askıya almışlardır.

ACELE İŞE ŞEYTAN KARIŞIR

 Hitit kralı III. Hattuşili, topraklarını tehdit eden Mısırlı firavuna gününü göstermek için derhal yola koyuldu. Anadolu’dan Suriye’ye hiç dinlemeden hareket edip, burada himayesi altındaki devletlerden topladığı destek güçlerle birleşti. Kral III. Hattuşili, Hitit piyadelerini ve savaş arabalarını yönetirken, II. Mutavalli ise ordunun geri kalanını yönetiyordu. Böylece ordu 37.000 piyade ve 3.500 savaş arabası ile savaşa hazır durumundaydı. Daha şimdiden kral, bu orduyu gören firavunun gözlerinde ki korkuyu görmek için can atıyordu. Mısırlılar güçlüydü ve disiplinliydi. III. Hattuşili bu savaşı sadece sayı üstünlüğü ile kazanamayacağının farkındaydı, bu yüzden iyi bir strateji oluşturmak zorundaydı.

 Öte yandan Mısır ordusu, her biri 5.000 kişilik piyadeden oluşan Amon, Ra, Ptah ve Seth adında dört birlikle başkent Pi-Ramesses’ten Hitit topraklarına doğru harekete geçmişti. Bu orduya 2.000 savaş arabası destek veriyordu. II. Ramses, bu savaşın çok uzamayacağı düşüncesindeydi. Çünkü kendisini bir tanrı olarak görüyor, Hititlilerin de bunu seve seve öğreneceklerini düşünüyordu.

 M.Ö. 1274 yılının nisan ayında harekete geçen mısır ordusunda Amon ve Ra birlikleri, Ptah ve Seth birlikleriyle arayı epey açmıştı. Amon birliğine bizzat komuta eden II. Ramses, bir an önce yeni topraklar fethetmek istiyordu. Bu yüzden kendi birliğine sadece Ra bölüğü eşlik edebilmiş, diğer iki bölük ise kilometrelerce geride kalmıştı.




 Amon ve Ra birlikleri Kadeş’e 16 kilometre yaklaşmıştı, ancak görünürde Hitit ordusundan hiçbir iz yoktu. II. Ramses, Orontes Nehri’ni geçmek için hazırlanırken Mısırlı askerler iki bedevi yakaladılar. İşkenceyle konuşturulan bedeviler, Hitit askerlerinin Suriye’ye kadar geldiklerini ancak, II. Ramses’ten korktukları için başkentlerine geri kaçtıklarını söylediler. Anlatılanlar firavunun oldukça hoşuna gitmiş ve egosu okşanmıştı. Oysa gerçekte, Hitit ordusu Kadeş’e doğru emin adımlarla gelmekteydi. Hitit Kralı oyununa başlamıştı.

 Artık firavun oldukça rahattı. Nasıl olsa Hititliler kendisinden kaçıyordu. İstediği gibi Hitit topraklarını işgal edebilirdi. Hemen nehrin karşı kıyısına geçti ve Amon ile Ra birliğini ayırdı. Kendi birliği olan Amon birliği ile Kadeş’in kuzeybatısında kamp kurarken, Ra birliğini Kadeş’in güneybatısında bıraktı. Seth ve Ptah birlikleri ise hala kilometrelerce uzaktalardı.

 Ertesi gün Mısır birlikleri birkaç Hitit casusu yakaladılar. İşkence ile konuşturulan casuslar, Hitit ordusunun Kadeş’in arka tarafında beklediğini söylediler. Firavun her ne kadar bu duruma şaşırsa da, Hitit ordusunun hala uzakta olduğunu düşünüyor ve gerekli tedbirleri almak için yeterli zamanı olduğuna inanıyordu. Ancak olayın aslı çok daha farklıydı. Çünkü Hitit ordusu Orontes Nehri’ni geçmiş Ra birliğine saldırmak üzereydi.

 Firavunun gözcüleri, Hitit ordusunun nehrin diğer tarafına geçtiğini II. Ramses’e bildirdiğinde “atı alan Üsküdar’ı geçmişti”. Firavun, Ra birliğini uyarmak için haber gönderse de nafileydi. Kendisini tanrı gibi gören firavun, hem bedeviler, hem de Hitit casusları tarafından kandırılmıştı.

SAVAŞ NİDALARI VE MISIR ORDUSUNUN KAÇIŞI

 Hitit ordusu, 37.000 piyade ve 3.500 savaş arabasıyla Ra birliğini ezdi geçti. Birlikten geri kalan üç beş askerin tek yapabildiği firavunun karargahına doğru kaçmak oldu. Seth ve Ptah birliklerini geride bırakıp, üzerine Ra birliğinden ayrılarak bu birliğin yok oluşuna fırsat veren firavun tek başına kalakalmıştı.

 Hitit ordusunun ilk darbesi çok güçlü oldu. En iyi savaşçıların bulunduğu Amon birliği askerleri ise sonuna kadar firavunu korumaya yemin etmişlerdi. Bu sırada ilginç bir şey oldu. Hitit ordusunda bulunan müttefik devlet askerleri savaşı kazandıklarını düşünüp, savaşmayı bırakarak firavunun karargahını yağmalamaya başladılar. Bu fırsatı avantaj bilen II. Ramses, hemen ordusunun düzenini tekrar sağladı. Her ne kadar firavun düzeni sağlasa da, sayıca az olan Amon birliği bir süre sonra kırılma noktasına geldi. O sırada Seth ve Ptah birlikleri hızır gibi firavunun imdadına yetişti ve Hitit ordusunun sağ kanadına balyoz etkisi yaratan bir darbe indirdi. Hititler bu darbeyle birlikte çok fazla sayıda savaş arabası kaybetti. Oldukça fazla sayıda piyade kaybı veren Mısır ordusunun ise piyade sayısı gittikçe azalmaktaydı.


Kadeş Savaşı'nı gösteren kabartma
(Nordisk familjebok [Public domain or Public domain], via Wikimedia Commons)
 Savaşı kazanamayacağını anlayan II. Ramses, ordusuna “çekil” emri verdi. Mısır’a uzun bir yol vardı. Ancak firavunun bu kadar az piyade ile yapabileceği hiçbir şey kalmamıştı (Sonuçta bir Sultan Alparslan değildi). Savaş arabalarının çoğu hasarlı olduğu için Hitit ordusu, Mısır ordusunu takip edemedi.

 Savaş sona ermişti. Mısırlılar kaçmış, Hititler ise bölgedeki hakimiyetini pekiştirmişti. Amurru ve Amka toprakları Hititlerindi ve kendini tanrı ilan eden Mısır firavunu dahi bu toprakları III. Hattuşili’nin elinden alamamıştı.

 Başkente dönen II. Ramses ise genişleme politikasından vazgeçip, imar projelerini başlattı. Mısır kraliyet belgelerinde ve Luksor, Ebu Simbel, Abidos, Karnak gibi yapılara işlenen kabartmalarda II. Ramses’in, Hititleri un ufak ettiği yazsa da savaşın galibi yoktu.

 O zamana dek tarihin gördüğü en büyük savaşlardan biri olan Kadeş Savaşı, Mısır ve Hititler arasında imzalanan Kadeş Antlaşması’yla sona erdi. Böylece iki devlet uzun soluklu bir barış dönemine girdi.  Kadeş Antlaşması ise tarihin ilk yazılı antlaşması olarak günümüze ulaştı.


KİTABIMIZ YAYINDA

"Tarih Nehri: Zamanın İzinde" kitabımız D&R, idefix ve Google Play Kitaplar'da yayında. 

☪ Tarih ve mitoloji konularının yer aldığı kitap, bize Anadolu'nun kapılarını açan ve Sultan Alparslan'ın komutanların komutanı olduğu Malazgirt Savaşı ile son buluyor.
☪ "Fiziksel olarak yorgun ve sayıca az olsa da Türk ordusu, bu şanlı komutanın ardından gidecekti. "
☪ "...Tüm ordu bu emirle birlikte şehitlik yolunda konum aldı."
Kitap Hakkında:
► Kitap Adı: Tarih Nehri: Zamanın İzinde
► Sayfa Sayısı: 166 sayfa
► Dili: Türkçe
► Format: epub ve pdf
Nerelerden satın alabilirsiniz?  

→ Güzel ve mutlu günler geçirmeniz dileğiyle, sağlıcakla kalın ©
    ☼ Yazı ile ilgili fikirlerinizi yorumda belirtmeyi unutmayın, keyifli okumalar.




    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder