Çin - Hun Savaşları | Baideng Muharebesi (M.Ö. 200)


Tarih: M.Ö. 200 yılı

Bölge: Baideng Kalesi, Datong, Çin

 Baideng Muharebesi, Hunlar ve Çinliler arasında geçen önemli savaşlardan biridir.

 MÖ 220’li yıllarda Teoman öncülüğünde Hunlar bir bayrak altında toplandı. O güne kadar küçük çaplı olan Hun saldırıları, siyasi birliğin sağlanmasıyla birlikte daha geniş ve daha kapsamlı olmaya başladı. MÖ 206 yılında, daha yeni siyasi birliğini sağlayan Çin’in başına Han Hanedanı geldi. Böylece iki devlet arasında savaş kaçınılmaz hale geldi.

 İç savaşı sona erdiren imparator Gaozu,  Hunların kuzeyden yaptıkları akınların ülkeyi zor durumda bıraktığını bildiğinden kuzey savunmasını güçlendirmek için çalışmalar başlattı. Diğer yandan Hunlar Çin’de ki iç savaşın kargaşasından yararlanarak, aşılması zor Gobi Çölü’nün güneyinde önemli üsler elde etmişlerdi.

 Mete, MÖ 200 yılında Gobi Çölü’nün güneyindeki üsleri korumak amacıyla harekete geçti. Ancak hareketin asıl amacı; siyasi otoriteyi sağlamlaştırmak, Çin ve diğer göçebe halklara gözdağı vermek, elde edilecek ganimetle diğer boy beylerinin sadakatini kazanmaktı.

HUNLARIN İLERLEYİŞİ

 Mete her ne kadar güçlü bir ordunun başında olsa da, tuzağa düşmemek için ordularını Çin içlerine ilerletmekten çekiniyordu. Bunun yerine Çin’in kuzey savunmasında önemli yer teşkil eden Mai Kalesi’ni kuşattı. Kale hem stratejik, hem de savunan komutanın Gaozu’nun akrabası olması açısından çok büyük önem arz ediyordu. Kaleyi bir süre tutan prens, Gaozu’dan yardımın gelmeyeceğini anlayınca teslim oldu ve Mete’nin himayesi altına girdi.

 Mete bu stratejisiyle Gaozu’nun hislerine yenik düşmesini sağladı. Gaozu, Mete’yi yenip bu işe bir son vermek amacıyla büyük bir ordu kurdu ve kuzeye hareket etti.

 Amacına ulaşan Mete, Çin ordusunu dağlara doğru çekmeye başladı. Dağlara çekilirken Çinlilere ait her şeyi yağmalayarak Gaozu’nun doğrudan üzerine gelmesini sağladı. Çin ordusu ise Mete’nin dahiyane tuzağına çekildiklerinin farkında değildi.






METE’NİN STRATEJİSİ

 Hun ordusu kuzeyin soğuk ikliminden geldiği için kara iklimine alışık ve soğuğa hazırlıklıydı. Mete, gerekli teçhizatı temin etmişti. Çin ordusu ise halktan devşirme piyadelerden oluşuyordu. Daha güneyden gelen bu ordunun, kuzeyin soğuk ve dağlık arazisinde hayatta kalması pek mümkün değildi. Çin ordusu yüksek dağlara ulaştığında, Çin okçularının parmakları soğuktan ok kullanamaz hale geldi. Böylece İmparator Gaozu, ordu gücünün önemli bir kısmını kaybetti.

 Mete’nin dehası kendini bir kez daha göstermişti. Ancak imparatora olan sürprizi daha bitmemişti. Mete ordusunu hızla geri çekerek Gaozu’dan kaçıyormuş gibi gösterirken, Gaozu’ya iki seçenek sunuyordu. Gaozu, ya Hunların kaçmasına izin verecekti ya da en hızlı birliğini alıp Hun ordusunun peşine düşecekti. Nitekim imparator, Çin imparatorluğuna bunca sıkıntı yaşatan Mete’ye darbe vurmakta karar kılınca, küçük ama hızlı birliğinin başına geçip Hunların peşine düştü.

MUHAREBE VE KUŞATMA
Baideng Muharebesi'ni gösteren temsili resim

 Mete ordusunu hızla geri çekiyordu. Gaozu ise Mete’nin canı pahasına kaçtığını düşünüp önlem almadan dosdoğru Hunların üzerine gidiyordu. İşte tam bu sırada Mete ordusunu aniden durdurup, Çinlilere karşı taarruza geçti. Bu hamleyi beklemeyen Çin güçleri büyük bir yenilgiye uğradılar.

 İmparator ava giderken avlanır duruma düşmüştü. Canını kurtarmak için derhal Baideng Kalesi’ne sığındı. Bunu fırsat bilen Mete hemen kalenin etrafını sardı. Ordusunu dörde ayırıp kalenin tüm giriş çıkışlarını tuttu.

ANTLAŞMA

 Mete kaleyi yedi gün boyunca kuşattı. Taktikleri sayesinde zaten amacına ulaşmıştı ancak şu an önünde daha büyük bir fırsat vardı. İmparator köşeye sıkışmıştı ve istediği her şeyi yapmaya hazırdı. Nitekim imparator Hunlara barış önerdi. Mete antlaşmayı kabul etti.

 Mete’nin barışı kabul etme nedeni, Gaozu’nun Mete’nin karısıyla iletişime geçtiği ve ona hediyeler göndererek göz boyadığı, Mete’nin de karısının sözünde kaldığı yönündedir. Ancak barışı kabul etmesinde Mete gibi stratejik bir komutan ve liderin daha farklı amaçları olduğu kesindir. Buna açıklık getirecek olursak, Çin ordusu imparatorlarını küçük bir grupla göndermiş ve geride kalmıştı. Ordu imparatordan günlerdir haber alamayınca Baideng Kalesi’ne doğru ilerleyip Hunları iki ateş arasında bırakabilirdi. Ayrıca barış teklifi oldukça makuldü. Mete çok az kayıpla Çin imparatorunu köşeye sıkıştırmış ve düşmanlarının yüreğine korku salmıştı. Dehasının ve ordusunun gücünü herkese kanıtlamıştı. Sonuç olarak Mete barış teklifini kabul etti ve gösterisine gölge düşürmemek için de barışa karısının ricasıyla razı olduğu izlemini oluşturmuş olabilir.

 Mete, imparatorun geçeceği yola okçularını yerleştirip oklarını imparatora çevirtti. Gaozu o an yaşadığı korkuyu asla unutamayacak ve Mete’nin yaptığı tüm akınlara sessiz kalacaktı. Her yıl “hediye” adı altında vergilerini Hunlara düzenli ödedi. Mete, bu psikolojik yıpratma taktiğini hayatı boyunca birçok defa kullandı. Zekası ve stratejileri sayesinde babasından aldığı devleti, imparatorluğa dönüştürdü.

KİTABIMIZ YAYINDA

"Tarih Nehri: Zamanın İzinde" kitabımız D&R, idefix ve Google Play Kitaplar'da yayında. 

☪ Tarih ve mitoloji konularının yer aldığı kitap, bize Anadolu'nun kapılarını açan ve Sultan Alparslan'ın komutanların komutanı olduğu Malazgirt Savaşı ile son buluyor.

☪ "Fiziksel olarak yorgun ve sayıca az olsa da Türk ordusu, bu şanlı komutanın ardından gidecekti. "
☪ "...Tüm ordu bu emirle birlikte şehitlik yolunda konum aldı."
Kitap Hakkında:
► Kitap Adı: Tarih Nehri: Zamanın İzinde
► Sayfa Sayısı: 166 sayfa
► Dili: Türkçe
► Format: epub ve pdf
 Nerelerden satın alabilirsiniz?  

→ Güzel ve mutlu günler geçirmeniz dileğiyle, sağlıcakla kalın ©
    ☼ Yazı ile ilgili fikirlerinizi yorumda belirtmeyi unutmayın, keyifli okumalar.



    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder